15 Şubat 2012 Çarşamba

MUŞAMBA 15.02.2012


Selam Muşambacılar...

Bu hafta İstanbul’a yine kar yağıyor. Son 4 haftadır İstanbul’da her çarşamba-perşembe deli gibi kar yağıyor; hafta sonu ceremesini çekiyoruz; pazartesi-salı yarım yamalak bahar oluyor; sonra hop, bir daha kar. Döngü bu şekilde işliyor. Alıştık artık. Herhalde bu havayı Mart sonuna kadar çekeceğiz. Avrupa da epey soğukmuş. Yüzlerce kişi ölüyor sokaklarda. Doğal seleksiyon resmen. Ayıkla insanlığın taşını. Tövbe estağfurullah!

Kar yağınca yapmayı en çok sevdiğimiz şeylerden biri de kardan adam. Ben beceremem, ama sanat şaheseri yaratabilenlere hayranım. Yılların Ankaralısıyım. Yoğun kar yağan o şehirde bile bol kara rağmen kocaman bir kardan adamı becerip de yapamadım. Burnuna havuç takamadım. Burnuna mı takıyorduk yahu? Neresine takıyorduk?


Köpeğin de olur


Şimdi, bu fotoğraftaki orijinallik beni benden alıyor sevgili dostlar. Mobilya tasarımcısı arkadaşı tebrik ediyorum. Köpeğin de mobilyası var sayesinde. Alt çekmecede mama kabı, bir üst çekmecede mamaların paketi, en üst çekmecede de köpeğin tasması, giysileri falan var herhalde. Bendeki hayal gücü de La Fontaine’de yok şerefsizim. Olsaydı masal yazmakla kalmaz, romanla da taçlandırırdı edebi kariyerini. Ne diyordum? Nasıl şifonyer ama? İstemez misiniz köpeğinizin böyle bir mobilyasının olmasını?

Asteriks, beni burada arama, kapıda adımı sorma

Öpücük, çok özel bi’şey. İnsanlar arasında bir iletişim yolu. Sıvı aktarımının ötesinde (Fransız öpücüğü, Fransa’nın, 1915 Ermeni olaylarını ele alış şeklinden dolayı yasaklandı. Fransız manikürü de yasaklandı. Düz oje sürüyoruz artık) insanlar arasında duygu ve düşünce aktarımı yapıyor. Tabii, öpücüğün de çeşidi var. Azeriler, hangi öpücüğün ne anlama geldiğini açıklamışlar. Buyrunuz:


Öpücük sadece sevgililer arasında olmuyor işte. Sevdiklerimizi ve selamlaştığımız kişileri de öpüyoruz. Hele ki bizim kültürümüzde ne kadar yaygın değil mi? Mesela, misafirliğe gidersin, orada birisiyle tanışırsın, sarılıp öpüşürsün. El sıkışma yok. Eğer sadece el sıkışıp bırakırsanız darılır. Kendisinden hoşlanmadığınızı düşünür. Kırsalda bu çok yaygın. Büyük şehirlerde biraz daha resmi ilişkiler kuran insanlar, sarılıp öpüşmek, koklaşmak yerine sadece el sıkışırlarken, kırsalda koklaşmak, şapırtılı ve tükürüklü öpüşmek gerekir. Ha, bir de öpmekle yetinmeyip sarılıp iki saat sağa sola yalpalayan, lodosta kalmış tekne gibi sallananlar var. Onların nasıl bir sosyal kafası var, merak ediyorum. Çok uzun zamandır görmediğin birisiyle sarılmanı, sarılıp kalmanı anlıyorum da, henüz iki gün önce gördüğün biriyle uzun uzun sallanmak, vals yapmak neden?

Oldu da bitti maşallah!

Öpüşmek, koklaşmak derken, Sevgililer Günü’nü bu yıl da kazasız belasız atlattık ya, oh, geçmiş olsun, diyorum. Her sene böyle bir vıcık vıcık aşk, sevgi teması bangır bangır her yerde. Ve her yıl iş daha da çığrından çıkıyor. Arkadaş, neden sevgilinizi yılın bir günü anarsınız? Yılın sadece bir günü mü sevmek, aşık olmak gerekiyor? Hem ayrıca, bu günde sevdiğinden umduğunu bulamayanlar neden psikopata bağlar?

Dünya Öykü Günü’nün bu nedenle doğduğunu biliyor muydunuz? Sevgililer Günü’nden kıl kapan bir yazar, sırf karısı o gün kendisinden bir şey beklemesin, başının etini yemesin diye 14 Şubat'ı Dünya Öykü Günü ilan ettirmiş. Böylece her 14 Şubat'ta, kutlamalar dolayısıyla meşgul oluyor ve karısından sıvışabiliyormuş. Bu kadarı da gaddarca bir yaklaşım tabii. İnsan, karısından uzaklaşmak için başına iş açar mı be? İnsan olan yapmaz bunu bence.

Aşk, dön ölümden, bir sebepten girme dünyama...

Öykü ve aşk demişken… Aşk çok kötü bi’şey. Hastalık… Aman diyim hasta olmayın, üstünüzü iyi giyinin, terli terli soğuk su içmeyin. Uzun vadeli plan yapmayın. Kimseye bağlanıp kalmayın. Kendi tasmanızı sıkı tutun, dizginleri asla elden bırakmayın. Kontrolü karşı tarafa vermeyin. Kalbinizi gerekirse çelik kasada saklayın. Açıp alamasınlar. Kaynak makinasıyla bile açılamayacak sağlamlıkta bir yere koyun. Kalbiniz hep emniyette olsun, kimse çalamasın. Kalbi olmayan insan yaşayamaz. Yapmayın, yapmayın, yapmayın!

RIP Whitney

I Will Always Love You, I’m Every Woman gibi unutulmaz şarkılara sesiyle hayat veren Whitney Houston, aramızdan ayrıldı. Bir şok yaşadım duyunca. Koskoca yıldızların birer birer kayması beni çok üzüyor. Çok genç yaşta, henüz 48’inde hayat gözlerini yumdu dünyaca ünlü yıldız. Huzur içinde yatsın ve artık ünlü insanlar otel odalarında değil, evlerinde falan ölsün.

I’m Every Woman şarkısını çok severim. Biraz beni anlatıyor, diye belki. O nedenle, bu hafta Muşamba’yı bu pop klasiği ile bitiyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder