7 Ağustos 2011 Pazar

MELEKLER KÖTÜLÜK EDER Mİ?





“…Ama bir gün hayatıma bir melek girdi. Gözlerimi açan muhteşem bir adam… Gözlerinin açılması harika bir duygu Kâtip. İstanbul üstünde yükselen güneşe bakabiliyorsun. Tüm lambalar teker teker sönüyor. Hepsini görüyorum Kâtip. Hepsi onun sayesinde. Beni hiç yargılamayan iyiliği sayesinde… …O beni böyle sevdi.”


Ve o, tam da beni mutluluktan en yükseklere uçurduğu sırada ortadan kayboldu. Benim kanatlarım yoktu. O melekti ya, onun kanatlarıyla uçmuştuk o zamana dek.


Onsuz yere çakıldım.

Ve ardından şehrin tüm sokaklarında onu aradım. Kendi içim dahil… İnsan seline rağmen ıssızdı her yer. Ama, o çoktan gitmişti, yoktan varolduğu gibi. Gördüğüm ıssızlık, şehre değil bana aitti.

Yakın olmak için uzak durduğum adam,
“Üzülme, her şeyini kaybetmedin; ben varım. Belli etme zayıflığını; bunu da atlatırız.”

***

Ve adam, her şeye rağmen çaresizliği seçer, içinde bulunduğu hapis ortamına teslim olur, bileklerini gardiyana kendisi uzatır ve kelepçeyi seve seve takar. Canını kurtarması için tek yol budur. Sevdiğini söylediği kadından vazgeçmeye mahkum etmiştir kendini. Ona dair ne varsa silmiş, tüm anıları yok etmiş ve onu düşüncelerinden bile kovmuştur.

Kadın ise bir melek tarafından ihanete uğramanın acısını yaşamaktadır. Her gün kendine şunu sormaktadır:
Melekler kötülük eder mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder