Yüzde 1500 iddiasına varım ki halk ne istediğini bilmiyor. Ya da yüzde 1 milyon iddiasına girerim ki birileri halkın ne istediğini bilmiyor. Peki bu ülkede halk ne için var? Bilmek için mi bilmemek için mi? İşte bütün mesele bu.
Bence halk bile isteye razı ortada olup bitenlere. Hem sabahları başlayıp akşamlara kadar devam eden kadın programlarını günde 7000 kere RTÜK’e şikayet ediyorlar, hem de haftanın 8-9 günü(!) bu programları reyting şampiyonu yapıyorlar. Ortada böyle bir çelişki varsa, halk ne istediğini bilmiyor demektir.
Bir mankenimi gitmiş doktordan bekaret raporu almış. Koskoca kız ayol! İnsan azıcık yetişkin gibi düşünür. Gidip çocuklar gibi rapor elinde, basına açıklama yapılır mı? Ne için yaptığı da belli değil. El değmemişliğini ispatlamak için mi yoksa biri şarkıcı biri manken olan eski sevgililerinin aseksüel olduğunu ispatlamak için mi, anlamadım. Ama bir de gidip zeka testi yaptırsaydı bulmacanın parçaları yerine oturabilirdi. Onu bunu geçin, bu kız raporu aldıktan sonra defilelerin, magazin programlarının aranan yüzü oldu. Demek ki halk bunu istiyor!
İnsanlar artık hiçbir iş yapmadan çuvalla para kazanan ve başkalarının insani duygularını sömürüp onları sıkılmış limona benzeten kimselerden bıktı. Ünlülerin rol icabı ekranlarda kavga etmesi, ağlaması falan aynen öyle. Aptal olduk yahu. Hangisi gerçek aşk, kim kızgın kim üzgün belli değil. Aziz Nesin yaşasa ne derdi bu aptallığa? Herkesin yaka silktiği bu programlar hala niye yayınlanıyor o zaman? Demek ki halkın ne istediğini birileri bilmiyor.
Çok ünlü bir sunucu, programında genç kızların, kadınların önünde bir erkeğin donunu indirip sonra ekranlara geri dönüyorsa o zaman birileri ne istediğini şaşırmış demektir.
Bizde niye her kutlamada, törende, resmi geçitte falan “Atatürk’ün açtığı yolda laik cumhuriyeti yaşatacağız…” gibi şeyler söylenir? Zaten laik ve demokratik bir ülkede yaşamıyor muyuz? Ne gerek var ki bunları tekrarlamaya? Hadi cumhuriyet dönemi öncesi falan olsa neyse de, kim cesaret edebilir ki bizim devlet yapımızı bozmaya, yıkmaya? Hangi çılgın bize zincir vurabilir ki? Ama hala yıllardır aynı terane. Millete bunu ezberletip laiklik, cumhuriyet, demokrasi gibi kavramların kafalarda anlamsız hale gelmesine yol açtılar. Ama inatla bu tutum sürüyor. Niye? Halk bunu istiyor.
Türkiye, çok çalışarak az para kazanılan ülkelerden. Refah devletlerinde haftada 5 gün, günde 8 saat mesai yapılıyor, onun da her gün 1 saati yemekle geyikle geçiyor; asgari ücret bizimkinin en az iki katı. Ama, işsiz kalma korkusuyla kimse de gidip düşük ücretle sigortasız çalışmaya, gecesini gündüzünü işin evermeye razı olmuyor. Bizde ne oluyor? İş elden gitmesin diye herkes köşeye sinip patronun daha fazla çalıştırmasına, maaşı geciktirmesine, zam yapmamasına göz yumuyor. Hem o kadar şikayet ediliyor bu durumdan, hem de işverenlerin korkusu yok. Niçin? Çünkü halk bunu istiyor.
Ekonomi stabil deniyor, enflasyon düşmüş gibi görünüyor ama alım gücümüz hala aynı. Kredi kartı borçluları neredeyse vatan haini ilan edilecek. Yurt dışına çıkışları yasaklanıyor. Suçsuz insanlar borçları yüzünden intihar ediyor, maşaallah kimsenin bu vaziyete sesi çıkmıyor. Dünyanın başka yerlerinde halklar haftada bir gün havayı suyu bahane edip greve gidiyor. Bizde hakkını aramaya kalkanı daha baştan ispiyonlayıp “anarşit” ilan ediyorlar. Ola ki greve, eyleme gidilirse adamı fişliyorlar. Yani hakkını aramak yasak. Sonra da politikacılar çıkıp ülkemizde işlerin tıkırında gittiğinden bahsediyor. “Halkın sesiyiz, sizin için varız, sizler için çalışıyoruz” diyor. Fakat bir vatandaş bile durumdan memnun olduğunu beyan edemiyor. Niye kine? Çünkü halkın ne istediğini soran yok.
Hatırlar mısınız, ABD’nin birkaç sene önce istifa eden savunma bakanı Rumsfeld, Irak’ta olduğu iddia edilen kimyasal silahlar bulunamayınca ne demişti? “Biliyoruz ki, bildiğimizi şeyler var. Bilmediğimizi bildiğimiz şeyler de var. Ayrıca bilmediğimizi bildiğimiz bildiklerimiz var”. Ya! Ben de şimdi aynı fikrideyim. Bence bildiklerimizi biliyoruz da bilmezden geliyor, birbirimizin bilmediğini sanıyor ve bilip bilmediğimizden emin olmayarak yaşıyoruz. Neden mi? Çünkü halk bunu istiyor!
2006'dan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder